Ten & Tutku - 101

Ten & Tutku - 101 - Kaos GL Dergi

Ten & Tutku - 101

Temmuz-Ağustos / 2008 | 1023

tanrı böyle sevemiyorsa...

O’na...

"kan ve susuşla dinlenen ten kabullenir" bejan matur

SAHNE: Bir oda. BİRİNCİ VE SON PERDE: Veda ZAMAN: Geçmiş ve şimdi. DEKOR: Eskimiş bir koltuk. Kırmızı.

1. Oyuncu ve 2. Oyuncu ayakta karşılıklı dururlar. 2. Oyuncu, 1. Oyuncu’nun

yüzüne bakarken o, Seyirci’yi izlemektedir.

(2. Oyuncu elini uzatır.)

1. Oyuncu: Dokunma! Bana dokunursan taş olursun. O zaman ben yine yalnız olurum.

2. Oyuncu: Gülüşüme atla. Sıkı tutun. Acına aldırma. Atla.

1. Oyuncu: Sana tutunamam ki. Katiller bile geride el izi bırakır, ne acı... (Koltuğa çöker) Günahların hatırlanmadığı biryer olmalıydı bizim için... Biryer... Bir çöl... (Seyirci’ye) Bütün ağumu kusmak, lanetlerle önünü tıkamak istiyorum önce. Susuyorum. Dudaklarımdan tek bir sözcük çıkmaması için etlerimi sıkıyorum.

(Sessizlik)

1. Oyuncu: (2. Oyuncu’ya mırıltıyla) Gitme... (Doğrulur, 2. Oyuncu’nun yüzüne, gözlerine bakar) Tanrı seçti bizi, kendi yalnızlığını duyurmak için, aşkı verdi. O anda anladım ve "hah" dedim, "işte içinden sevgimi akıtabileceğim çatlak bu." Sevda bir ateş buldu sende, eğilip öptü seni. Artık kimse denizi bilmiyor. (Kollarından tutup sarsar) Anlamıyor musun? Seni seviyorum! Bir zamanlar çocuk olduğun ve bir gün ceset olacağın için seviyorum seni. Yalnızca boynunun düzgün çizgilerini değil koltuk altının terini de seviyorum. Tanrı böyle sevemiyorsa ben seviyorum.

(2. Oyuncu kurtulmaya çalışır ama 1. Oyuncu bırakmaz onu.)

1. Oyuncu: Gideceksin ve başka tenlere açacaksın o bedeni. Benim her satırını, köşesini, ucunu, uçurumunu, kuyusunu bildiğim, haritasını çizip sana verdiğim o bedeni başkalarında deneyeceksin. Elleyecekler, dokunmadan elleyecekler. Bunu anlamayacaksın ilk. Açlığını doyurmak önemli olacak ilk. Ve sonra... (Sesi düşer) yolunu kaybedeceksin. (Bedeni hafifler) Hızlı öpüşlerle lekelenirken, (kolları düşer iki yana) uzun kalır usul öpüşlerin anıları. (Kendi kendine mırıltıyla) Bilmiyorsun. (2. Oyuncu, kapıya yürür. Sahneden tam çıkacakken durur ve döner.)

2. Oyuncu: (1. Oyuncu’ya) Ayrılmak daha iyi. Acı çekeceksin. Acı çekmeni istemiyorum. Bir ayrılığın, sahte bir vaatten ve yalanlardan daha az zararı olur sana.

1. Oyuncu: (Seyirci’ye) Kapıya dayanmış ayakta duruyordum ve öyle solgundum ki korktu. (2. Oyuncu’ya) "Elveda, (Seyirci’ye) diye mırıldandım ölü bir sesle, (2. Oyuncu’ya) elveda. Var oluşumu dolduruyordun ve senden başka yapacak hiçbir şeyim yoktu. Ne olacağım? Nereye gideceğim? Geceyi ve geceden sonra günü ve yarını ve yarından sonrayı nasıl bekleyeceğim, ya haftaları nasıl geçireceğim? (Seyirci’ye) Gözyaşlarımın arasından bulanık, hareket eden bir odadan başka bir şey görmüyordum ve bir şeyler yapmaları için parmaklarıma güveniyordum. (Yığıldığı yerden doğrulur ve 2. Oyuncu’nun üstüne atlar. Boğuşma. Elleri O’nun boynunda.

Kıvranan, sıkışan beden. Bir süre sonra hareketsiz kalırlar.)

1. Oyuncu: Boynun... Çocuk boynun, pürüzsüz ten. Öpmekten usanmadığım. Ellerimin arasında kıvrılan, sıkılan, kurtulmaya çalışan şimdi. Dün gece öptüğüm boynun, parmaklarımın arasında ne güzel duruyor. (Öper o boynu. Öper, öper... Yüzünü sonra, sonra yeniden boynunu. ’Yüzünü elleri arasında tutup bakar O’na) Ben seni bulduğumda içimde bir bıçakla bekliyordum. Ağzımda bir gelincikle acımı gösterdim sana. (Kolları arasına alır O’nu, sarar) Sonra gideceğini söyledin, inanmadım sana. (Seyirci’ye) Oysa ben daha doğmadan biliyordum: Acılı bir ruhta oyalanan bir gövde bu. Saf ve çocukça bir düşün yatağında. (2. Oyuncu’yu daha sıkı sarar, başını, boynunu, ellerini öper acıyla... Sonra birden fark eder cansız bedeni...) (Çığlık!)

(Öpmeye başlar, yiyecek gibi öper O’nu. Sarar, daha sıkı, içine almak ister gibi sımsıkı sarar O’nu.)

1. Oyuncu: (Birden... Seyirci’ye) Öldü. Ne yapacağım şimdi ben? Nasıl taşıyacağım kendimi? Daha, daha, daha çok zalimleşerek mi? (2. Oyuncu’ya...) Hayır, hayır, bu mümkün değil.

Gidemezsin. Kalk, kalk...

(2. Oyuncu’yu sarsmaya başlar; O’nun yüzüne vurur, cansız bedene vurur, doğrultmaya çalışır, cansız elleri kendi yüzüne götürür, iki yana düşerler, bir kez daha dener, iki yana düşerler)

1. Oyuncu: (Kabullenir. Daha sakin, Seyirci’ye) Öldü, öldü. Sevmek ölmektir. Sevinç içinde uyuyor. Beni kim sevecek şimdi, kim öldürecek? Kim? Kim? Kim?...

PERDE DÜŞER.

 

***

Ve gelecek sayı... Türkiye’nin en "ahlaksız" dergisi Kaos GL, ’genel ahlak’ çemberine alınmaya çalıştığımız şu günlerin acısını çıkarmak için ateşli bir "Ahlak" dosyasıyla çıkacak karşınıza.

Elbette sizden gelecek katkılarla...

***

Önce 29 Haziran’da İstanbul’da Onur Yürüyüşü’nde, sonra, gelecek sayımızda görüşmek

ümidiyle...

*bejan matur, edip cansever, gülten akın, hazal suna, jean cocteau, jean genet, lale müldür, ronald duncan’ın sözcüklerinin yardımıyla... 

İçindekiler:

  • lgbt gündem
  • yazı kalır - inkardan affa
  • havadis
  • 3. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma
  • transsöz - transgender kimliğinin ataerkil düzen karşısındaki gücü
  • tenim sende! - sappho’yla sevişmek
  • tenin gizemi - bir çocuk gördüm uzaklarda
  • ten rengi - son dönem bir madonna şarkısı:
  • tenim sende! - mualla
  • tenim sende! - kızılderiliyle buğday tarlası
  • tenim sende! - sarı sokak lambaları
  • tenim sende! - yasak ten
  • tenim sende! - "tene gömülen ihtiras" olmadı "mahmut masum’un ofisinde ihtisas"
  • tenim sende! - erotika-1
  • tenim sende! - seyr-u sevi
  • alev alev
  • tenim sende! - kas dünyası
  • çırılçıplak - bdsm’de ’ten ve tutku’
  • çırılçıplak - "cinsel olarak tarafsız alanız"
  • ten uyumu - beyazperde
  • ten kitabı - oynarsın, kazanırsın, oynarsın, kaybedersin, oynarsın.
  • tenin gizemi - arkadaş z. özger’i seviniz...
  • çıplak ten - tutkular ve tenler... (ya da gizli arzular ve rötuşlanmış tenler)
  • ten rengi - mahremiyet üzerine serbest salınımlar
  • tenim sende - "yaş günümde "kuru" fasulye taneleri
  • "bir aşk hikâyesi"
  • tanrıçalardan süs yaptım memelerime
  • çilek kokusu
  • yüz yüze - romeo’dan gerçek dünyaya
  • fransızca bir kelime, isteyen arapça olarak da anabilir1
  • yüz yüze - "tenin hafızası çok güçlüdür"
  • sevgisiz bir çağın sevgili yazarı:bilge karasu
  • "diğerlerine benzememek çirkin olmak demek’’
  • kütüphane
  • bozuk plak
  • sözlük - hop-çiki-yaya mealleriyle isimler sözlüğü: